Mayıs 29, 2010

Buz Mevsimi

kıymak bir cümleye,tenha sokakta tecevüz etmek gibi karanlığa imdat! etmek,
fallara yalan karıştırmak ,
faylcıya küfür etmek yada...
ruhun sızısına hapsolmak ..ne derini ? en sığda hemde
ki bir kibirde mi boğulmak buhranla ,Yok daha neler! sevmesini bilmediki seven varken sevilmeyi sevmeyi
sevmeyi bilen varken de ucuza sattığı şiirlerini...al götür benden beni bırakma sakın ...yüzüm buz kesti acı soğukta .''ruhuma mezar zaten bu beden''

bahardan çok söz ettiler bana ,susmak düşer diyen büyüklerime saygımdan içeme döktüm ama denilen gibi ,göremedim kalplerde oluşacak gökkuşağıda.hep yıkıldım yada hep yeniledim kendimi...ikisi zıttı ama ikiside birbiri ile sımsıkıydı,sevgiliydi,fantezileriydei bir heyacanın içinde yaşamak,barınmak..enkazım da bir koku belirince 'güle güle' demesinde o kadar ustaydım ki ve o kadar emindim ki diğer bahardan ve bir o kadarda kendime yalancı sonrasındaki buz mevsiminden...


yakınımda olsa bir okyanus ,atlar bir kayığa bırakırdım belki en derinine bu sığlarımı... ne küreğim oldu ne kağıyım ne de kulağımda sözden ibaret Lodus'um...o rüzgarları ben şekeri gören çocuk gözlerinde, hükümsüzleşirken gördüm ,çöl de serap gibi elımdan giderken gördüm faydasını ! faydasını zararından sonra görmeyi bekledim belkide ...


şimdi olurlarının ,eksilerde ki karmaşık matemetik hesaplarındayım,ruhum sızlıyor ,ellerim titriyor,deliriyorum belkide ..ağır ağır
ve bildiğim için bunu üstene bir de fayda bekliyorum daha ...ne garip köpeksel bir düş olsa gerek ama insancıl bir yanı oluyor işte inadına...


zaman sonra alışıyorum buna,aslında zaman sonra kayboluyor da bir bakıma ve yeni kapılar sürmeli değil diyorsun kendi kendine ,hiç de delikanlı olamıyorsun da ,o vereceğin kalpte tek atımlıkmış,onun için tek atışlık değil...yeni terimler buluyorsun hücrelerinde ve kanına veriyorsun sindirime açık halde,temiz bir ohh çekiyorsun kendince ,oksijenle sevişrken eski boğuk tenin bir başka mutlusun böyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder